Darende – Somuncu Baba Türbesi
Günün ilk ışıklarıyla Malatya’nın Darende ilçesindeyiz. Doğayla iç içe, şırıl şırıl akan Tohma Çayı’nın kenarında yükselen Somuncu Baba Külliyesi, manevi havasıyla hepimizi sarıyor. Osmanlı’nın ilim ve irfan geleneğinde önemli bir yere sahip olan Somuncu Baba’nın türbesinde, geçmişe selam duruyoruz.

 Malatya – Battalgazi Bölgesi ve Kervansaray
Ardından Battalgazi’ye yöneliyoruz. Selçuklular dönemine ait mimari dokunun hâlâ canlı kaldığı Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı’nda, ticaretin altın çağını yaşamış tüccarların ayak izlerini takip ediyoruz. Geniş avlusu ve taş duvarları arasında tarihle iç içe bir yürüyüş...

Elazığ– Harput Kalesi (Panoramik)
Panoramik olarak göreceğimiz Harput Kalesi, Urartular’dan bugüne kadar ayakta kalmış nadide yapılardan. “Süt Kalesi” olarak da bilinen bu yapı, yalnızca taşla değil, inançla, sabırla ve zamanla örülmüş gibi.

 Diyarbakır – Ulu Camii ve Cahit Sıtkı Tarancı Evi
Ve akşam saatlerinde Diyarbakır’a varıyoruz. İslam dünyasının en eski camilerinden biri olan Ulu Camii, siyah bazalt taşları ve dört mezhebin ibadet alanını içinde barındırmasıyla bilinen eşsiz bir mabettir. Ardından Türk edebiyatının “Otuz Beş Yaş” şiiriyle tanıdığımız büyük şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın evi, taş duvarlarıyla bizleri geçmişin Diyarbakır’ına götürüyor.

 Hasanpaşa Hanı
Sıtkı Tarancı Müzesi’ne birkaç adım mesafedeki Hasanpaşa Hanı, Osmanlı’nın Diyarbakır’a bıraktığı en görkemli hanlardan biri. Günümüzde kafe ve çay bahçesi olarak da kullanılan bu mekânda kısa bir mola veriyor, taş avlusunda tarihle iç içe bir soluk alıyoruz.

 Dört Ayaklı Minare
Bir sonraki durağımız, mimarisiyle eşine az rastlanır güzellikte olan Dört Ayaklı Minare. 16. yüzyılda Akkoyunlu dönemine ait olduğu düşünülen bu yapı, dört sütun üzerine inşa edilmiş özgün tarzıyla dikkat çekiyor. Altından geçerken edilen dileklerin kabul olduğuna inanılır.

 On Gözlü Köprü
Dicle Nehri’nin üzerine kurulmuş olan tarihi On Gözlü Köprü, Diyarbakır’ın simgelerinden biridir. 1065 yılında inşa edilen bu köprü, taş kemerleriyle nehrin üzerinde zarafetle uzanırken, geçmişin mühendislik harikalarından biri olarak ziyaretçilerini büyülüyor.

 Sülüklü Han
Günün son noktası ise Sülüklü Han. 1683 yılında inşa edilen bu tarihi han, adını içindeki küçük sarnıçta bir zamanlar bulunan sülüklerden alır. Günümüzde otantik atmosferiyle bir kahve içimlik huzur durağıdır. Burada yorgunluğumuzu atarken, yüzyıllık taşların arasında geçmişin nefesini duyar
Konaklama: Diyarbakır DİES OTEL

 Akşam Yemeği: Otelde verilecektir.

 Midyat – Konuk Evi, Tarihi Evler ve Çarşı Gezisi
Otelde aldığımız sabah kahvaltısından sonra Midyat’a geçiyoruz. Taşın en zarif haliyle işlendiği Midyat Konuk Evi, mimarisiyle hayranlık uyandırıyor. Dizi ve filmlere ev sahipliği yapmış bu yapı, Mardin taşının ruhunu taşıyor. Ardından tarihi çarşıda; gümüş takıların, yöresel ürünlerin ve sıcacık tebessümlerin arasında kayboluyoruz.

 Dara Antik Kenti – Mezopotamya’nın Saklı Efesi
Sonraki durağımız, pek az kişinin bildiği ama herkesin hayran kaldığı Dara Antik Kenti. Roma dönemine ait bu şehir, yer altı sarnıçları, taş mezarları ve devasa surlarıyla gerçek bir açık hava müzesi. Kaya mezarlarının gölgelerinde yürürken, sessizliğin içindeki tarihin sesini duyabiliyoruz.

 Beyazsu – Doğayla Buluşma
Akşamüstü ise Beyazsu deresi kıyısında kısa bir mola veriyoruz. Gölgelik ağaçlar altında buz gibi bir çay yudumlamak, günü tamamlamanın en huzurlu yolu...

 Konaklama: Mardin veya Nusaybin ANEMON OTEL
Akşam Yemeği: Otelde veya yerel lezzetlerle dışarıda.

Mardin – Kasımiye Medresesi, Ulu Camii, Tarihi PTT Binası, Mezopotamya Ovası
Otelde aldığımız sabah kahvaltısından sonra otelden ayrılıyoruz. Taşın, ışığın ve zamanın büyülü ilişkisine tanıklık edeceğimiz Mardin’deyiz. 15. yüzyılın başlarında inşa edilen Kasımiye Medresesi, mistik atmosferi ve Mezopotamya Ovası'na bakan konumuyla büyülüyor. Ardından Mardin Ulu Camii ve Tarihi PTT Binası ile Mardin sokaklarını adımlıyoruz.

 Deyr-ül Zafaran Manastırı – İnancın Sessiz Mabedi
Süryani Ortodoks cemaatinin en önemli merkezlerinden biri olan Deyr-ül Zafaran, bin beş yüz yıllık taşları ve dualarla yoğrulmuş koridorlarıyla ruhumuzu dinlendiriyor.

 Şanlıurfa – Göbekli Tepe, Harran Ovası, Hz. Eyyup Makamı
Şanlıurfa’ya geçiyoruz. İnsanlık tarihini yeniden yazdıran, 12.000 yıllık geçmişiyle Göbekli Tepe, bize “medeniyet nerede başladı?” sorusunun cevabını veriyor. Ardından Harran Evleri, yıldızlara bakarak ilim öğreten medreseleriyle bizi karşılıyor. Gün Hz. Eyyup’un sabrını temsil eden makam ziyaretiyle son buluyor.

 Sıra Gecesi – Urfa Gecelerine Yolculuk
Akşam, Urfa’nın ruhuna en uygun etkinlik olan Sıra Gecesi ile; türkülerin, çiğköftenin ve samimiyetin iç içe geçtiği bir gece yaşıyoruz.

Konaklama: Şanlıurfa ANEMON OTEL
Akşam Yemeği: Otelde veya Sıra Gecesi'nde.

Balıklı Göl, Hz. Rıvzaniye medreresi ,Kapalı Çarşı:
Sabah otelde aldığımız kahvaltı sonrası Şanlıurfa’nın simgesi olan Balıklı Göl’e iniyoruz. Bu kutsal mekânda, dualar eşliğinde kutsal balıkları besliyoruz. Sonrasında Urfa çarşılarında serbest zaman…

 Atatürk Barajı – Gücün ve Umudun Simgesi
Türkiye’nin enerji kaynaklarından biri olan bu devasa barajda kısa bir mola veriyoruz. Göl manzarası eşliğinde çaylarımızı yudumlarken suyun kudretine şahit oluyoruz.

 Nemrut – Gün Batımında Sessiz Tanrılarla Buluşma
Akşam üzeri, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Nemrut Dağı’na doğru yola çıkıyoruz. Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılarla yan yana yapılmış heykelleri, 2.000 yıldır güneşi selamlıyor. Gün batımında, bu dev heykellerin arasında güne veda etmek, hayat boyu unutulmayacak bir anıya dönüşüyor.

 Konaklama    : Şanlıurfa ANEMON OTEL
 Akşam Yemeği: Otelde veya otantik bir mekânda.

 Halfeti – Tekne Turu (Ekstra):
Sabah, otelde aldığımız kahvaltının ardından otelden ayrılıyoruz. Baraj sularıyla büyük bölümü sular altında kalan eski Halfeti, mistik atmosferiyle bizleri büyülüyor. Ekstra olarak düzenlenecek tekne turunda, minaresi suyun üzerinde kalan camiyi görüyor, Rumkale’ye kadar uzanıyoruz.

 Gaziantep – Lezzet, Zanaat ve Mozaik
Öğleden sonra Gaziantep’e ulaşıyoruz. Türkiye'nin gastronomi başkentinde; Sedefçiler ve Bakırcılar Çarşısı, el emeği göz nuru ürünlerle dolu. Zincirli Bedesten’de alışveriş sonrası, dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biri olan Zeugma Mozaik Müzesi ile tarihin görsel şölenine tanık oluyoruz.

 Konaklama: Gaziantep KULE OTEL
 Akşam Yemeği: Otelde verilecektir.

Adana – Merkez Sabancı Camii:
Otelde aldığımız sabah kahvaltısı sonrası Adana’ya geçiyoruz. Gökyüzüne uzanan minareleriyle Merkez Sabancı Camii, Seyhan Nehri’nin kıyısında ihtişamıyla duruyor. Ziyaretimizin ardından Tarsus’a devam ediyoruz.

Tarsus – Eshab-ı Kehf Mağarası:
Son durağımız Tarsus’ta, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen Eshab-ı Kehf (Yedi Uyurlar) Mağarası. İnancın ve zamanın uyumuyla yoğrulmuş bu mekânda son duamızı ediyoruz.

Dönüş:
Aldığımız noktalara dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Kalbimizde dostluklar, belleğimizde anılar, fotoğraflarımızda hikâyelerle evimize dönüyoruz.

Formun Üstü

Formun Altı