Gece yolculuğumuzun ardından Adana’da Bibiçer ciğerde kahvaltı molası ile güne başlıyoruz. Ardından Seyhan Nehri üzerinde bulunan Tarihi Taş Köprü'yü panoramik olarak gördükten sonra bölgenin en önemli camilerinden olan Adana Sabancı Merkez Camii’ne gidiyoruz.  Adana'ya veda ederek Gaziantep’e hareket ediyoruz.

Gaziantep’te ilk olarak şehir merkezinde bir tepeye kurulmuş olan Gaziantep Kalesi’ni panoramik olarak görüyoruz. Kalenin ne zaman inşa edildiği bilinmemekle birlikte, Roma döneminde gözlem amaçlı kullanıldığı bilinmektedir. Kale, tarih boyunca birçok kez restore edilmiş ve son halini 2000'li yılların başında yapılan bir restorasyon ile almıştır. Kısa bir fotoğraf molasının ardından, öğlen yemeği için belirlenen yerde yemeğimizi alıyoruz. Ardından Zeugma Mozaik Müzesine hareket ediyoruz. 9 Eylül 2011 tarihinde Gaziantep'te açılan ve 1700 metrekarelik mozaik ile dünyanın üçüncü büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyan müzede Dünyaca ünlü ‘’Çingene Kızı’’ mozaiğinin yanı sıra konusunu Yunan Mitolojisinden alan mozaikleri rehberimizin anlatımları eşliğinde geziyoruz. Serbest zaman sonrası otelimize geçiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

Kahvaltı           : Adana’da Bibiçer Ciğer alınacaktır. (Ekstra)

Öğle Yemeği    : Gaziantep’te rehber tavsiyesi (Ekstra)

Akşam Yemeği : Otelde alınacaktır. Tur ücretine dahildir.

Konaklama Oteli:  Yılmazoğlu Park Otel

Sabah otelde alacağımız ardından, Gaziantep’e tekrar dönmek üzere veda ederek Adıyaman’ın Kahta ilçesine doğru hareket ediyoruz. Kahta’da bizi bekleyen minibüslerimize binerek Kommagene Kralı Mithridates ve ailesinin mezarlarının bulunduğu Karakuş Tümülüsü’ne ulaşıyoruz. Muhteşem manzara eşliğinde rehberimizin yapacağı anlatımların ardından minibüslerimize binerek Roma döneminin en görkemli köprülerinden birisi olan Cendere Çayı üzerine inşaa edilmiş 18 asırlık Cendere Köprüsü’ne varıyoruz. Burada fotoğraf molası verdikten sonra Doğu Toros sıra dağları üzerinde 2150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı'na tırmanışa geçiyoruz. Zirvede 2150m’de Kral I. Antiochos’un Tümülüsü yer almaktadır. Doğu ve batı teraslarında I. Kral Antiochos tarafından yapılmış Zeus (Oromasdes), Apollon, Mithras, Helios, Hermes, Herakles, Artagnes, Ares, Kommagene, Tiche ve kendisinin dev heykelleri bulunmaktadır. Kral I. Antiochos, bir araya getirdiği Yunan-Pers din ve kültürünü, geleneklerini bu eserlerde açık bir şekilde pekiştirmiştir. Rehberimizden gerekli bilgileri aldıktan sonra Antiochos'un şu vasiyetini hatırlayarak eşsiz manzarasının keyfini çıkartıyoruz; “Doğum günüm her ay ve yıl kutlanıp, bayram günü olacak, bu günlerde baş rahip, tanrılar ve benim için kendisine benim ve kanunların cömertçe verdiği Pers kılığına bürünerek hepimizin üzerine altın çelenkler koyacak. Hepimiz için bol bol kokular yakacak ve gereğince kurbanlar kesecek, kutsal sofraları en güzel yemekler ve şaraplarla donatacak. Buraya toplanan ulusum, bol bol yiyip bayram edecek.”

Nemrut Dağı turumuzun ardından Kahta ile Siverek’i birbirine bağlayan ve Doğu’nun Boğaz Köprüsü olan Nissibi Köprüsü üzerinden geçerek Güneydoğu’nun en eski ve köklü kenti Diyarbakır’a hareket ediyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.                              

Kahvaltı           : Otelde alınacaktır. Tur ücretine dahildir.

Öğle Yemeği    : Kahta’da alınacaktır. (Ekstra)

Akşam Yemeği : Otelde alınacaktır. Tur ücretine dahildir.

Konaklama Oteli: Diyarbakır/ Hasuni Taş Otel, Sv Business Otel vb. oteller

Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından otelimizden ayrılarak Dicle Nehri kıyısında bulunan 2015 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan, tarımsal değerinin dışında, kültürel ve tarihi olarak da özgün bir yere sahip Hevsel Bahçelerini görüp fotoğraflıyoruz. Daha sonra On Gözlü Köprü’ye varıyoruz. Hıdırellez zamanı yöre halkı dileklerini bir beze yazıp bu köprüden Dicle Nehri’ne atarlarmış. Buradaki fotoğraf molamızın ardından yapım tarihi ve yaptıran uygarlığın bilinmediği, 9000 yıllık bir tarihe sahip olduğu bilinen Diyarbakır surlarının en eskisi olan Keçi Burcu, Urfa Kapı ve Mardin Kapı’yı panoramik olarak görerek Diyarbakır merkezine ulaşıyoruz. 1500 yılında Akkoyunlu Kasım Bey tarafından yapılan Dört Ayaklı Minare’yi (Şeyh Mutahhar Camii) görerek Anadolu’nun ilk, İslam Âlemi’nin 5. Harem-i Şerif’i olan Ulu Camii gezimizi gerçekleştiriyoruz. Ardından “Yaş otuz beş, yolun yarısı eder” şiiriyle tanıdığımız Diyarbakırlı Şair Cahit Sıtkı Tarancı Müze Evi'ni ziyaret ediyoruz. Her mevsim için ayrı kullanım alanları yaratılan bu güzel evde bölge sivil mimarisinin ince örneklerini göreceksiniz. Öğle yemeği ardından, ÜÇ BİN YILLIK ROMA İMPARATORLUĞU’nun sınır garnizonu olan ZERZEVAN KALESİ, Mithras Tapınağı’ndaki ziyaretimizi rehberimizin anlatımıyla tamamlayıp, MARDİN’e geçiyoruz. Öğle yemeği ardından Selçuklu döneminde üniversite denginde eğitim veren bir mimari olan Güneydoğu kültüründeki eyvan felsefesini öğreten Kasımiye Medresesi’ni geziyoruz ve serbest zaman sonrası akşam yemeği ve konaklama için Eski Mardin’de bulunan otelimize giriş yapıyoruz.

Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrası gezimize başlıyoruz. Mezopotamya’nın Efes’i DARA ANTİK KENT ziyaretimize başlıyoruz. Sarı ve kızıl arasındaki renk şölenine ev sahipliği yapıyor Mezopotamya… Eski Mardin evlerinden tutun, Mezopotamya’nın başka tarihi yapılarında da görebileceğiniz bu rengi, DARA’da görüyoruz. İpek yolu üzerinde bulunan bu Antik Kent’te dünyanın ilk akarsu barajına ait kalıntıları, antik dönemde dünya nüfusunun yarısına hükmettiğine inanılan Ahameniş uygarlığının Zerdüşt inancı tanrısı Ahura Mazda’ya adanmış, Ateş Kuleleri, Kale-Daras Anastasiupolis-, İbadethane, Köprü, Su Kanalları, Su Sarnıçları, Arasta, Kaya Mezarları ve sivil yerleşim yapılarına ait kalıntıları geziyoruz. Bir doğa harikası Beyaz Su’ya gidiyoruz. Kahvelerimizi içip fotoğraf çekimi ardından, Süryanilerin çok önemli dini merkezlerinden biri olan Deyrül Umur Manastırı’na –MOR GABRİEL- gidiyoruz. Meryem Ana Kilisesi, Resuller Kilisesi, Kırk Şehit Kilisesi, Mor Şamuel Mabedi, Mor Şemun Mabedi gibi mekânları bünyesinde barındıran manastır gezimizi tamamlayıp MİDYAT’a hareket ediyoruz. Önce Midyat’ta öğle yemeğimizi aldıktan sonra, Orta Doğu ve Anadolu medeniyetlerinin mistik mimari dokusunu, burada farklı bir tonda ve renkte hissedeceksiniz. Midyat; mimari alanda bölgenin lideri konumunda.. Zengin bir mimari doku içinde bulunan yörenin taş ustalarının incelikli becerileri, Midyat’a bir Açık hava müzesi görünümü kazandırmaktadır. Süryani ustalarının yüzyılların birikimiyle ince ince işlediği Telkari sanatının en iyi örneklerini burada bulabilirsiniz. Midyat sokaklarını gezerek, alışveriş yaptıktan sonra ‘Sıla’ ve ‘Hercai’ ve ‘Adını Kalbime Yazdım’ dizilerinin de çekildiği ve daha birçok diziye ev sahipliği yapan Midyat Konuk Evi’ni geziyoruz. Şehir merkezine geçiyor ve burada, Kırklar Kilisesi, Mardin Müzesi –misafirlerimiz kendi gezebilir- Ulucami, Tarihi Mardin Evleri, Mardin PTT Evi, Kayseriye Bedesteni gibi Mardin kültürü ve mimarisi ile bütünleşmiş yapıları gezerek Mardin’in dar sokaklarını ve taş mimarisini keşfediyoruz. Mardin çarşısında alışveriş için serbest zaman veriyoruz. Çarşıda yöreye özgü eski baskı kalıplarıyla basılmış yazmalar, bakır çerezlikler ve şamdanlar, kilim ve el yapımı keçe, tesbih, şarap, ahşap işçiliği ürünleri, badem şekeri, leblebi, mırra cezvesi ve kulpsuz özel ‘gümgüm’ fincanları gibi hediyelik eşya alışverişlerimizi yaparak, tekrar otelimize dönüyoruz. Akşam yemeği için dileyen misafirlerimizle yörenin meşhur yemekli Reyhanî Gecesi (ekstra) eğlencesine katılıyoruz. Reyhanî Gecesi için önceden rezervasyon yapılması tavsiyedir.

Sabah otelde alınan kahvaltı sonra 08.30’da Viranşehir üzerinden Göbeklitepe’ye doğru hareket ediyoruz. Yaklaşık on iki bin yıl öncesinde inşa edilmiş insanlık tarihinin bilinen ilk tapınağında ziyarete açık alanları geziyor; neolitik çağın hac merkezi kabul edilen Göbeklitepe'nin hikâyesini dinliyoruz. Bir sonraki durağımız bereketli toprakların ev sahibi Harran Ovası. Asurlulardan Romalılara birçok medeniyete ev sahipliği yapan Harran’da; dünyanın ilk üniversitesi din, astronomi, tıp, matematik ve felsefe bilimlerinin merkezi Harran Üniversitesi’ni geziyoruz. Gezimiz ardından Şanlıurfa’ya geçiyoruz. Peygamberler Şehri Urfa’da ilk olarak Halil-ür-rahman Gölü bilinen adıyla Balıklı Gölü ziyaret ediyoruz. Ardından meşhur Urfa Çarşısını geziyoruz, konaklama için otelimize geçiyoruz. Yöresel eğlence Sıra Gecesine (ekstra) dileyen misafirlerimizle katılıyoruz.

Sabah kahvaltısını otelde aldıktan sonra 08.30’da yola çıkıyoruz. İlk durağımız Fırat Nehri üzerinde kurulan Birecik Barajı’nın suları altında kalan Halfeti. Baraj Gölü üzerinden isteyen misafirlerimizle tekneye (ekstra) binerek sular altında kalan minaresiyle bilinen Savaşan Köyü ve Rum Kale’yi görüyoruz. Tekne turumuz sonrasında, Milli Mücadele ile halkın gösterdiği takdire şayan hizmetlerden ötürü ‘Gazi’ unvanını alan Antep’e yani Gaziantep’e varıyoruz. Evliya Çelebi’nin “Bu kenti anlatmaya ne dil, ne de kalem yeter…” dediği Antep’te göreceğimiz yerler arasında eski şehir bölgesi, Antep’in en eski ve köklü ailelerinden birisi olan Göğüş ailesinin eski evi olan Mutfak Kültürü Müzesi, pek çok tarihi han, cami, Zincirli Bedesteni, Almacı pazarı ve Bakırcılar çarşısı yer alıyor. Tahmis kahvesi içmek için mola veriyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

Sabah otelde alacağımız kahvaltı ve serbest zaman sonrasında Balıkesir’e doğru gündüz yolculuğuyla yola çıkıyoruz. Bir başka GİDİYOZ.BİZ TOUR  organizasyonunda görüşmek üzere hoşça kalınız.