Sabah otelde alacağımız kahvaltımızın ardından, İtalya’nın Ortaçağ şehirlerinden olan Bologna’ya doğru yola koyuluyoruz. Kısa yolculuğumuzun ardından, bu güzel şehre varıyor ve gezimize başlıyoruz. Bu eski şehrin merkezi Piazza Maggiore Meydanı, 200 kuleden depremler sonrası kalan Asinelli ve Garisende Kuleleri, şehrin sembolü haline gelmiş olan Neptün Çeşmesi, San Petronio Bazilikası, Santo Stefano Bazilikası, kentin Belediye binası olma özelliği taşıyan Palazzo del Podesta Sarayı görebileceğimiz yerler arasındadır. Rehberimizin buradaki anlatımlarının ardından Rönesans’ın beşiği, sanat ve düşüncenin doruk noktası Floransa’ya gidiyoruz. Unesco Dünya Mirası Floransa’yı rehberimiz eşliğinde adım adım keşfe başlıyoruz. 1296-1436 yıllarında inşa edilen ve Rönesans’ın ilk önemli mimarlık ürünlerinden sayılan kubbesiyle ünlü Floransa Katedrali’ni (Cattedrale di Santa Maria del Fiore) görüyoruz. Avrupa’nın en büyüklerinden; İTALYA’nın da en büyüğü olan Milli Kütüphane ve Fransisken mezhebinin en önemli kilisesi, Michelangelo, Galileo, Dante, Machiavelli, Foscolo, Gentile, Rossini ve Marconi gibi en ünlü İtalyanların mezar yeri olması nedeniyle “İtalyan Şöhretleri Tapınağı” olarak da bilinen Santa Croce Bazilikasını rehberimiz eşliğinde, fotoğraflayarak hayranlıkla geziyoruz. Adını önündeki bronz heykelden alan Eski Saray’ı (Palazzo Vecchio) alanı çevresindeki heykelleri nedeniyle adeta bir açık hava müzesi gibi görünen Senyörler Meydanına (Piazza Signoria) ulaşıyoruz. Aralarında, Benvenuto Cellini’nin şaheseri sayılan bronz Perseus Heykelinin de bulunduğu nefes kesici güzellikteki heykelleri seyrediyor, Eski Köprü’yü (Ponte Vecchio), üzerinde kuyumcu dükkânlarının bulunduğu Cumhuriyet Meydanı’na (Piazza Della Repubblica) doğru ilerliyoruz. Gezinti ve alışveriş için serbest zamanın bitiminde Montecatini’deki otelimize yerleşiyoruz.

Otelde alacağımız kahvaltımızın ardından UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan San Gimignano'nun büyüleyici sokaklarında yürüyüş turumuza başlıyoruz. Freskleri ve gotik mimarisi ile ünlü Piazza del Duomo’da bulunan San Gimignano Katedrali’ni ziyaret ediyoruz. Şehrin en yüksek kulesi Torre Grossa'yı görüyoruz. Dileyen misafirlerimiz vereceğimiz serbest zamanda kuleye çıkıp şehri seyredebilir. Şehrin büyüleyici sokaklarında dolaşıyor ve muhteşem fotoğraf kareleri alma şansı buluyoruz. Ardından Toskana'nın kalbinde zarafet ve tarihin birleşim noktası Siena'ya varıyoruz. Orta Çağ'ın derin izlerini taşıyan bir masal gibidir. Piazza del Campo, adeta bir zaman tüneline açılan kapı gibi, izleyiciyi yüzyıllar öncesine götürürken, şehirdeki gotik binalar gökyüzüyle yarışan ihtişamlarıyla göz kamaştırır. Siena Katedrali, zarif mozaikleri ve heykelleriyle adeta bir sanat galerisi gibidir ve içindeki her detay, Toskana'nın tarihinden yankılar taşır. Şehrin dar sokaklarında kaybolmak, geçmişin canlı bir yansımasıyla karşılaşmak gibidir; her köşe, eski taşlarını, eski zamanların en derin tutkularını öyküsünü fısıldar. Siena turumuzu tamamladıktan sonra İtalya'nın Orta İtalya bölgesinde, Umbria'da yer alan tarihi bir kasabası Orvieto'ya varıyoruz. Burada ünlü Orvieto Katedrali (Duomo di Orvieto) ile tanışırız. Gotik tarzda inşa edilmiş bu katedral, etkileyici dış cephesi ve büyüleyici iç mekanlarıyla ziyaretçilerini büyüler. Orta Çağ sanatının en güzel örneklerinden biridir. Rehberimizin anlatımları eşliğinde bu büyüleyici Katedrali görüyoruz. Akşam yemeğimizi için vereceğimiz serbest zamanda ünlü Orvieto şaraplarından tadına bakabilirsiniz. Konaklama Terni'de bulunan otelimizde.

Otelimizde alacağımız kahvaltı sonrasında, tam günlük Roma programımız için otelimizden ayrılıyoruz.
İlk olarak dünyanın en eski kentlerinden Roma’nın sembol yapılarından olan Kolezyum’u görmeye gidiyoruz.
Kolezyum; tarihte gladyatör dövüşlerinin yanı sıra, pek çok halk gösterileri, taklit deniz savaşları, hayvan avcılığı, infazlar,
meşhur savaşların yeniden canlandırılması ve klasik mitolojiye dayanan dramalara da sahne olmuştur.
Antik dönemin en ünlü bu arenasını, Roma Sarayı’nı takip ederek, rotamız üzerinde yer alan Palazzo Di Venezia’ya varıyoruz.
Kısa bir fotoğraf molasından sonra kentin diğer sembol yapılarından Panteon’a gidiyoruz.
Antik Roma'nın tüm tanrıları için tapınak olarak inşa edilen, 7. yüzyıldan sonra kilise olarak kullanılan ve modern İtalya‘nın ilk kralı II. Vittorio Emanuele başta olmak üzere
İtalyan tarihinin önemli şahsiyetlerinin mezarlarını barındıran Panteon’u ziyaret ediyoruz.
Ziyaretimizin devamında antik Domitian Hipodromu’nun kalıntılarının da bulunduğu ve merkezindeki Dört Nehir Çeşmesi (Fontana dei Quattro Fiumi) ile ünlü Navona Meydanı’nı görerek
dünyanın en ünlü çeşmelerinden Aşk Çeşmesi olarak da bilinen Trevi Çeşmesi’ne geçiyoruz.
Burada vereceğimiz öğle yemeği molasının sonrasında tekrar buluşarak, 17. yüzyıldan beri varlığını sürdüren ve adını İspanya Büyükelçiliği‘nden alan İspanyol Merdivenleri’ne doğru yürüyor,
Antik Roma‘nın en tarihi meydanlarından olan Popolo Meydanı’na geçiyoruz.
Ünlü markaları bulabileceğiniz mağazaların ve keyifli vakit geçirebileceğiniz kafelerinin bulunduğu bölgede serbest zaman veriyoruz.
Roma’da geçireceğimiz keyifli zamanın ardından, aracımızla buluşuyor ve Vatikan’a hareket ediyoruz.
Sealand’dan sonra dünyanın en küçük ikinci devleti olarak bilinen, Katolik mezhebinin ruhani merkezinde, rehberimizin anlatımlarını dinliyor ve dışarıdan Aziz Petrus Bazilikası’nı görüyoruz.
Panoramik araç içi Vatikan turunu gördükten sonra otelimize varıyoruz. Konaklama Civitavecchia ve çevresi.

Not: 2025 yılı Jübile yılı olduğu için Vatikan turu panoramik olarak yapılacaktır.
 

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Pisa'ya doğru turumuza devam ediyoruz.
Pisa, İtalya'nın Toskana bölgesinde yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehirdir.
Pisa'nın simgesi olan Pisa Kulesi, Pisa Katedrali ile aynı alanda yer alır.
Kule, eğik yapısıyla dünyaca ünlüdür. Burada fotoğraf çekimi için serbest zaman veriyor, sonrasında Piazza del Duomo'da yer alan
Pisa Katedrali (Duomo di Pisa)'ni rehberimizin anlatımları eşliğinde geziyoruz.
Mucizeler Meydanı'nda serbest zaman veriyoruz. Serbest zaman sonrası Akdeniz’in en zarif mücevherlerinden biri olarak, renkli evleri
ve masmavi sularıyla adeta bir rüya kasabası olan Portofino'ya doğru yolculuğumuza başlıyoruz.
Portofino’ya ulaşımı sağlayacağımız yemyeşil tepelerle kaplı, kestane ve palmiye ağaçlarıyla süslü renkli evlerin bulunduğu
şirin Santa Margherita kasabasından tekneye binerek yaklaşık 30 dakikalık deniz yolculuğu sonrası Portofino‘dayız.
Sarı, turuncu, yeşil ve kırmızı rengin hakim olduğu evlerin, arkasında yemyeşil ağaçların bulunduğu Portofino’da keyifli zamanlar bizi bekliyor.
Tur bitimi Piyemonte bölgesinin başkenti olan Torino'ya ulaşıyoruz. Akşam yemeği için vereceğimiz serbest zaman sonrası Torino'ya özgü ünlü çikolata
ve beyaz trüf tadımı yapabilirsiniz. Konaklama Torino'da otelimizde.

Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından Torino şehir turu için hareket ediyoruz. Roma'daki Panteon'u andıran, 1831'de kurulmuş neoklasik Gran Madre di Dio Kilisesi ile başlayan turumuza İtalya'nın en önemli nehirlerinden biri olan Po Nehri’ni, Hızlı ve Öfkeli filminin çekildiği Vittorio Emanuele Köprüsü’nü ve Vittorio Veneto Meydanı’nı görerek devam ediyoruz. Ardından, İtalya Kraliyet Ailesi’nin en sembolik saraylarından Palazzo Reale ve Palazzo Madama’yı, Torino'nun en eski tiyatro ve opera evi olan Teatro Carignano’yu ve dünyadaki en önemli 2. Mısır Müzesi’ni dışarıdan göreceğiz. Piazza San Carlo Meydanı’ndaki fotoğraf molamızın ardından Aosta Vadisi’ne gitmek için otobüsümüzle buluşuyoruz. Vadinin girişinde bulunan, adını orada yer alan Roma İmparatorluğu’ndan kalma Pont Saint Martin Köprüsü’nden alan kasabayı gezdikten sonra Aosta iline gidiyoruz. Aosta’da Ponte di Pietra Köprüsü’nü geçip şehir turumuzu tamamladıktan sonra öğle yemeği için serbest zaman alıyoruz. Ardından Como ili için yola çıkıyoruz. Turumuzda Como'nun en önemli yapılarından biri olan, görkemli Como Katedrali'ni rehberimizin anlatımları eşliğinde ziyaret ediyoruz. Hem gotik hem de Romanesk mimari tarzlarını bir arada sunan bu katedralin içi, etkileyici freskler ve vitray pencerelerle süslüdür. Katedralin etrafındaki tarihi meydan da görülmeye değerdir. Turumuzu tamamladıktan sonra akşam yemeği için serbest zaman veriyoruz. Serbest zaman sonrası konaklama otelimizde olacaktır. Konaklama Milano bölgesinde gerçekleşecektir. 

Otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından, İtalya’nın Roma’dan sonra ikinci büyük şehri olan Milano’ya ulaşıyoruz.
Ülkenin otomotiv, moda ve aynı zamanda sanat ve lirik opera merkezi olarak da bilinen şehirde yapacağımız yürüyüş turumuza,
15. yüzyılda Milano Dükü Francesco Sforza tarafından inşa ettirilen Sforza Kalesi’ni görerek başlıyoruz.
İtalyan Operasının ünlü bestecilerinden Verdi’nin son operasını sahnelediği ve dünyanın en büyük ve tanınan opera binalarından La Scala Tiyatrosu’nu,
Milano’da 17 yıl geçiren Leonardo Da Vinci Anıtı ve Müzesi’ni görüyor ve dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden olan,
ünlü moda mağazalarının ev sahipliği yaptığı Vittorio Emanuele II Galerisi’ni ziyaret ediyoruz.
Yürüyüş turumuzun, kentin en meşhur meydanı Piazza Del Duomo’da, Avrupa’nın dördüncü büyük katedrali olan Milano Katedrali (Duomo) ile son bulmasını takiben serbest zaman veriyoruz.
Bu sıradaki durağımız Garda Gölü ve büyüleyici manzaraları, tarihi yapıları ve şirin sokaklarıyla ün salmış bir kasaba olan Sirmione olacak.
Scaligler Kalesi ve Grotto di Catullo harabelerinin eşsiz güzellikteki görünümleri arasındadır.
Sirmione’nin dar sokaklarında muhteşem fotoğraf kareleri çekip, kafe/restoranlarda kahve içebilirsiniz.
Konaklama Padova bölgesindeki otelimizde olacak